İnternet topluluğunun gelişmesi, sosyal medyanın ivme kazanması, akıllı cep telefonların kullanımının yükselmesi, internette bağlanma hızının artması ve düşük maliyetli teknolojilerin yayılmasıyla beraber hiç olmadığı kadar önemli boyutlara ulaştı ki daha bu bir başlangıç. Böyle bir ortamda markaların/şirketlerin özellikle içerik pazarlamasından ROI ölçümlemesi daha da önem kazanıyor. 

Markalar da bilinirliklerini arttırmak için insanların en yoğun olduğu alanları tercih etmekteler. İnternet topluluğununa katılan kişi sayısı ve vakit geçirme süresi her geçen gün artarken markalarda insanlara sağlıklı ve doğru bilgileri aktarabilmek için internet sayfalarının yanı sıra blog açmaya başladılar
Sony,GoogleAT&T, ve BMW bu markalardan bazıları.

Blog açarak yazı yazmakta bir maliyet bunun içindir ki markalar bunun geri dönüşümünü ölçümlemek istemekteler. HubSpot’ın 231 pazarlama profesyoneli ile gerçekleştirdiği "State of Inbound Marketing" isimli çalışmada eylem başına ücretlendirme (cost-per-lead) de inbound maketing outbound marketing’e oranla %60 daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmış.

Burson-Marsteller tarafından Fortune Global 100 de yer alan firmaların sosyal medyadaki varlıklarına yönelik yapılan araştırmaya göre  ilk 100’de yer alan markalardan %79’nun en az bir sosyal medya platformunda varlık göstermekte ve Twitter’i acil durum sosyal medya platformu olarak kullanmakta.

Custom Content Council’in çalışmasına göre de pazarlamacıların %66 sı markalı içeriklerin direk maillerden ve %63 de PR dan daha etkili olduğunu düşünüyor. Ayrıca şirketlerden %68’i harcamalarını markalı içeriğe doğru kaydıracaklarını belirtmişler. 

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere içerik pazarlaması son derece önemli bir konuma geliyor ki internette bulunuyorsanız markanızın veya şirketinizin hakkında az ama çok bir  içerik mevcut demektir ve bunu neden doğru içerik pazarlaması ile geri dönüşümü çevirmeyesiniz.

1.Neyi Ölçmek İstiyorsunuz?

İçeriğiniz ile ölçümlemek istediğiniz hedefiniz ne? Üye kazanımı mı?, Etkileşim mı?

2. Temel Başarı Kriterlerini Göz Önünde Bulundurdunuz Mu? 

Başarınızın en büyük göstergesi temel başarı kriterleri arasında yer alan paylaşımdır. İçeriğiniz ne kadar çok paylaşılırsa marka farkındalığı ve güvenilirlikte artacaktır. Başarınızı ölçümlemede temel yapı taşları ise;

Facebook Like 
Retweets
LinkedIn veya diğer paylaşımlar
Yorumlar
İçeriğin Okunma Sayısı

Dijivideo’nun temel başarı kriteri bir önceki aya göre ziyaretçi sayısını arttırmak. Yukarıda saydığım kriterlerin baz alınmamasının nedeni daha yeni bir blog olmasıdır. 


3. Geri Dönüşler İçin Başarı Kriterlerinizi Belirlediniz mi? 

İçeriklerinizin başarısıyla beraber geri dönüşler hızla artacaktır. Bunu gözlemlemek ve ileriye dönük adımlar atabilmek içinde Google Analytics ait kodun  blog veya siteniz de ekli olması gerekiyor.  Kriter olarak en başta;

 Blog/Site de Geçirilen Süre
 En Fazla Girilen Sayfa
 En Fazla Okunan Haberler

Bunların yanı sıra Google Analytics’de Dönüşümler başlığı altında kendiniz filtreler oluşturarak sizin için önemli olan içerikleri birbiri ardına bağlayarak ölçümleme de yapabilirsiniz. Dijivideo da yer alan içeriklerden örneklemek gerekirse önce “QR Kod Billboard” arkasından “Mini Guinness Rekorlar Kitabına Girdi” ve son olarak ta “Miami'de Zombi Paniği” içeriklerini sırasıyla okuyanların sayılarını  Dönüşümler de oluşturacağınız filtre ile görebiliriz. 


Yazan: Murat SALMAN 
 

1995 yılında internet sitesi sayısı 18.957  iken 2005 yılına gelindiğinde bu rakam 92.615.362 ye ulaştığını biliyor muydunuz? 10 yıl içerisinde  internetin akarsudan okyanusa dönüştüğünü ve bu okyanus içerisinde aradığınıza ulaşmanın çok kolay olmasına karşın bir o kadar zor olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım. Eğer İçerik Pazarlamanın gereklerini yerini getiriyorsanız sizi arayanların bulması çok kolay.

Özellikle Türkiye ekonomisinin hızlı gelişmesiyle birlikte internette son dönem de hızlı bir ivme yakaladı ve bunun etkilerini daha iyi anlayabilmek için  yemek sepeti, hepsi birarada, gittigidiyor, trendyol ve markafoni gibi internet sitelerinin  çizgi üstü mecralarda reklam vermelerini gösterebiliriz.  

İçerik pazarlamasının önemini daha iyi anlayabilmek için Turkstat’in 2010 yılına ait paylaştığı verilere bakmakta fayda var.  Rapora göre Türk halkı 2010 yılında interneti en çok  mail alma ve gönderme için kullanmış.
2010 yılında Türk halkının en çok kıyafet ve spor ekipmanları hakkında bilgi edinmek  veya satın almak için kullanmış. Sıralamanın bir kısmı ise;
IAB (Interactive Advertising Bureau) Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması verilerine göre Temmuz 2011 itibariyle 24 milyon kullanıcıdan %86′sı her gün, %13′ü haftada birkaç kez, ve geri kalanı ise yada sadece bir kaç kez internete giriyor.

Bu verilerin de gösterdiği üzere içerik pazarlamanın  her geçen gün önem kazandığı aşikar. Önemli olan sizin bunun neresinde olduğunuz.  Henüz içerik pazarlamasına dair bir şey yapmadıysanız o zaman size 9 tane önerim olacak.

1. Hedeflerinizi belirleyin
2. Ulaşmak istediğiniz kitleyi anladığınızdan emin olun
3. Editör ile ilgili takvim oluşturun
4. Kitleyi ikna etmek için yaratıcı  başlık yaratın
5. İçeriğinizi diğerlerinden farklı kılın
6. İçeriğinize SEO uygulayın
7. Video veya fotoğraf ile içeriğinizi destekleyin
8. Paylaşılabilir içerik ile katılımı arttırabileceğinizi unutmayın
9. Hedeflerinizi ölçümleyin

Yazan: Murat SALMAN
 
 
 
Türkiye nüfusunun %42 si Facebook’a üye.  Üyelerin %34’ü 18-24 yaş  aralığı ve hemen arkasında %28 ile 25-34 yaş aralığı gelmekte. Şirketler açısından bakıldığında sosyal medyanın lokomatifi konumunda olan Facebook çok önemli bir mecra alanına dönüşüyor ki bunun son örneği İpana’nın Murat Boz’un klibinde oyna kampanyasını gösterebiliriz.

Türkiye, Facebook üye sıralamasında 6 ıncı sırada yer alırken  reklam verme sıralamasında 156 ıncı sırada yerini almıştır. Buna göre şirketler halen Facebook’u nasıl kullanacaklarını veya nasıl insanları tetikleyebileceklerini  tam olarak kavrayamadıkları anlamı çıkmaktadır.  Bunun önemi aslında insanların bir ürünü almadan önce kaç defa görmeleri gerektiğinin altında yatmakta; ama anlaşılan o ki şirketlerin pazarlama müdürleri tarafından bu konu yeteri kadar dikkatte alınmamakta.
Türkiye’de firmalar Facebook başarılarını kendi sayfalarının Like edilme oranları ile değerlendiriyorlar. Hal bu ki 5.000 Like’i satın alabilmenin ne kadar kolay olduğundan bir haberler. Ehrenberg-Bass Instutite yaptığı araştırma sonuçuna göre Facebook’ta büyük markaları “Like” edenler insanların gerçekten markaya bağımlılığı yüzde 1 geçmemektedir. Yüzde 1 lik oran, Facebook’taki sayfa beğenme, paylaşımlar, yorumlar, etiketleme gibi marka sayfası ile etkileşimlerinde bulunan kullanıcılar göz önünde bulundurularak hesaplandı.

SocialBakers verilerine göre Türkiye’de en fazla beğenilen sayfaların başında Avea geliyor. Avea’yı sırasıyla Turkcell, Nike Football/Türkiye, TTNET ve Ülker takip ediyor. Bu sıralamaya göre en fazla markaya bağlılık oranının Avea’da, Turkcell’de vaya Nike’da olmasını beklenir. Fakat durum hiç de öyle değil.

SocialBakers Ocak 2012 verilerine göre marka sayfalarının takipçileri sırasıyla  Roman, Formula 1 Türkiye ve Biscolata sayfalarındaki paylaşımları beğeniyor veya yorum yazıyor. Trendyol ve KLM Türkiye ise sayfalarındaki takipçiler ile en yüksek oranda iletişimde bulunan markalar.

Sonuç olarak en fazla "Like" alan markalar ile gerçek anlamda takipçileriyle etkileşimde olan markalar birbirinden farklı. Gözüken o ki başarı kriterleri arasında “Like” in yerinin sorgulanarak yerine farklı bir kriterin bulunma vaktinin geldiği ap açık ortada.


Yazan: Murat SALMAN
 
Türkiye, genç ve yüksek nüfusunun yanında kişi başına düşen milli geliri ve IMF’nın Eylül 2011 raporuna göre satın alma gücü paritesine bakımından Avrupa’nın en büyük altıncı ülke konumunda. Türkiye’nin potansiyelini gören büyük firmalar kendilerini Türkiye’nin büyüleyici girdabına teslim etmekteler. 

Türkiye’nin diğer önemli ve büyük bir artısı ise  internet kullanım oranıdır. Nüfusunun  yarısından fazlası 32.7 saatini online geçirmekte [1]. Bu bakımdan  Türkiye  Avrupa’da İngiltere ve Hollanda’nın ardından üçüncü sırada gelmektedir.  
IAB (Interactive Advertising Bureau) Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması verilerine göre Temmuz 2011 itibariyle Türkiye’de 24 milyon internet kullanıcısından %57′si erkek ve %43’ü kadın [2]. İnternet kullanıcıların %86′sı her gün, %13′ü haftada birkaç kez, ve geri kalanı ise yada sadece bir kaç kez internete girmekte [2]. Türkiye’deki internet nüfusunun %30′u ilkokul, %25′i orta okul, %30′u lise, %15′i üniversite ve üstü derece okullardan mezunlar oluşturmakta [2].

Türkiye’deki internet kullanıcıları Ocak 2011’de 9 milyar sayfa görüntülerken Ekim 2011’de bu rakam 11 milyara çıkmıştır. Ocak ayı içinde % 59 ile en fazla Haber sayfaları görüntülenirken Ekim ayında bu oran % 48 e gerilemiştir [3]. %11 lik gerilemenin nedeni ise alışveriş sitelerinin birbirinden kaliteli ve ucuza ürün sunmalarıdır.

Her ne kadar haber sitelerinde bir düşüş olsada Türkiye’deki internet kullanıcıları ayda ortalama 5 saatini online haber okuyarak geçiriyorlar. Ocak ayında %4 ile Alışveriş siteleri görüntülenirken bu rakam Ekim’de %28 lere firliyor [3].

Alışveriş sitelerin çoğalması ve 2012 yılı itibariyle dikey sitelerin açılması ile alışveriş sitelerindeki vakit geçirme oranı artacağını tahmin ediyorum. Sürdürülebilinir bir büyümenin en büyük sorun ise içerik ve farklılaşma.

2011’deki hızlı yükseliş ile birlikte kaliteli malların ucuza bulunması artık tek başına önemli bir faktör olmaktan çıkarak insanların daha farklı taleplerine de cevap verebilmeli aksi taktir de önümüzdeki iki yıl içerisinde online süre geçirme bakımından kan kaybedebilirler. 

Online'nin dış kapısı veya penceresi artık içerik olarak görülmekte. İçerik hayatı bir konuma gelmekte öyle ki Sosyal Medyanın da önüne geçmekte. Bunu gören bazı büyük markalarda İçerik ile ilgili bölümler açılmakta. 

[1]. IDC New Media Market Model
[2]. IAB Türkiye Temmuz 2011 Raporu
[3]. IAB Türkiye

Yazan: Murat SALMAN